24 Ekim 2015 Cumartesi

Son Akşam Yemeği


              


 Leonardo Da Vinci “Son Akşam Yemeği” isimli resmini yapmayı düşündüğünde büyük bir güçlükle karşılaştı. İyiyi İsa’nın bedeninde, kötüyü de İsa’nın arkadaşı olan ve son akşam yemeğinde ona ihanet etmeye karar veren Yahuda’nın bedeninde tasvir etmek zorundaydı.
                Resmi yarım bırakarak bu iki kişiye model olarak kullanabileceği birilerini aramaya başladı. Bir gün bir koronun verdiği konser sırasında, korodakilerden birinin İsa tasvirine çok uyduğunu fark etti.
                Onu poz vermesi için atölyesine davet etti, sayısız taslak ve eskiz çizdi. Aradan üç yıl geçti, “Son Akşam Yemeği” neredeyse tamamlanmıştı. Ancak Leonardo Da Vinci henüz Yahuda için kullanacağı modeli bulamamıştı.
                Leonardo’nun çalıştığı kilisenin kardinali, resmi bir an önce bitirmesi için ressamı sıkıştırmaya başladı.
                Günlerce aradıktan sonra Leonardo vaktinden önce yaşlanmış genç bir adam buldu. Paçavralar içindeki bu adam sarhoşluktan kendinden geçmiş bir durumda kaldırım kenarına yığılmıştı. Leonardo yardımcılarına adamı güçlükle de olsa kiliseye taşımalarını söyledi. Çünkü artık taslak çizecek zamanı kalmamıştı.
                Kiliseye varınca yardımcılar adamı ayağa diktiler. Zavallı, başına gelenleri anlamamıştı. Leonardo adamın yüzünde görülen inançsızlığı, günahı, bencilliği resme geçiriyordu.
                Leonardo resmi bitirdiğinde o zamana kadar sarhoşluğun etkisinden kurtulmuş olan berduş gözlerini açtı ve harika duvar resmini gördü.
                Şaşkınlık ve hüzün dolu bir sesle şöyle dedi:
                “Ben bu resmi daha önce gördüm…”
                “Ne zaman?” diye sordu Leonardo Da Vinci o da şaşırmıştı…
                “Üç yıl önce…” dedi adam.
                “Elimde avucumda olanı kaybetmeden önce… O sıralarda bir koroda şarkı söylüyordum. Pek çok hayalim vardı. Bir ressam beni İsa’nın yüzü için modellik yapmam için davet etmişti.”
               
                İyi ve kötünün yüzü aynıdır…
                Her şey insanın yoluna ne zaman çıktıklarına bağlıdır.  


                Bu enfes hikaye benim de sevdiğim yazarların başında gelen Paulo Coelho’ya ait.  

                 #bonjourasli







Hiç yorum yok:

Yorum Gönder